20 Eylül 2011 Salı

Ey Yalnızlığım Anında Arkadaşım!

Seni düşünmek neye benziyor?
Çocukken geceleri çok korkardım. Her gece annemin koynunda bile o kadar korkardım ki  kıyamet kopmuş, yeryüzü  tarumar olmuş ve  ailem, arkadaşlarım, herkes, yeryüzündeki  bütün canlılar göçüp gitmiş ve  yalnızca ben kalmışım gibi hissederdim. Gündüz olunca arsızca bir keyifle  hiç akşam olmayacakmış gibi parıldayan güneşin altında oynar ve eğlenirdim. Ama akşama doğru korkularım da yaklaşırdı. Hiç bir zaman öğrenemedim o korkunun kaynağını. Büyüdüm ve çok zaman geçti. Ama o korkuya benzer bir korku sarıyor beni zaman zaman. Yalnızlığın korkusu...  Kalabalıkların ortasında yaşanan yalnızlık... Kendimi evrenin dışında bir yerde yıldızsız kapkaranlık sonsuz bir uzay boşluğunda iradesiz dolaşıyormuşçasına yalnız hissediyorum. Evet yeminler olsun  ki abartı değil bu. Neyse ki sen yetişiyorsun yardımıma. Seni düşünmek o anda, bir elin elimden  tutup beni bir nehrin  kenarına, ya da bir  cennet bahçesine çekmesine benziyor. Ve vazgeçemiyorum seni düşünmekten geceler boyu... Yoksa çok korkuyorum.

1 yorum: