27 Kasım 2011 Pazar

Bildiğim En Tehlikeli İptila;Gözlerin

Bildiğim en tehlikeli iptila; gözlerin.
Silmeliyim...
Silmeliyim gözlerimden
Nokta nokta gözlerinin izini.

Vazgeçmeliyim uçmaktan
Gökyüzünün bu en netameli diyarında.
Buğulu pencerelere yazmalıyım adını.

Ama aslında yorulmaz ayaklarım, sana yürürken.
Razı değilim tükenmesine yolların, sana yürürken.

Razı değilim dinmesine
Ruhumu saran bu en tehlikeli yangının
En dingin akşamların gölgesinde, dinlenirken.

Bildiğim en tehlikeli iptila; gözlerin
Çözmeliyim esrarını  bakışlarının,
Bu ıslak ateşin, bu tehlikeli kalp atışlarının.

12 Kasım 2011 Cumartesi

Bir Sonbahar Günü Sevmiştim Seni

Bir sonbahar günü sevmiştim seni.
Hafif yağmurdan sonra
Toprağın kokusu varken burnumda
Gözlerime değmişti gözlerin.
Bilmediğim bir histi, ürkmüştüm bir an.
Çocuktum, bir serçenin kalbiydi kalbim.
Kaçıp sığınmıştım kuytu bir köşeye, susmuştum.

Bir sonbahar günü sevmiştim seni.
Seni itiraf edememiştim kendime.
Ayaz bir sonbahar günü güneş değil
Gülümsemendi beni ısıtan
Ancak seni itiraf edememiştim, her sabah
Kokusunda seni bulduğum kasım çiçeğine.

Bir sonbahar günü sevmiştim seni.
Birer birer düştüğünü seyrederken
Sararmış yaprakların bir akşamüstü
Nefesimle buğulanan pencereye
Adını  yazma cesaretim yoktu henüz.
Uykulardan çaldığım düşlere yazıyordum oysa.

Bir sonbahar günü sevmiştim seni.
Susuyordum ve  sessizce yürüyordum.
Aşkınla tutturmuştum yürüyüşümün ritmini.
Bitmesin istiyordum adımlarım,
Taze bahar kıvamındaki yıllarım.
Yıllar sonra bir sonbahar günü fark etmiştim.
Rüzgarda uçuşan sarı yapraklar gibi
Savrulmuştu birer birer çocukça umutlarım