mutluluk diyordum kendi kendime, mutluluk…
uzak durup gamzelerine uzanan kıvrımlı ve kurgulu yollardan
yani peşinden koşmadan mutluluğun
bir söğüt gölgesinde oturup dinlenerek sevmektir seni..
diyordum demesine fakat fark etmiyordu
yahut fark etmezden geliyordu
karlı bir yolculukla sürüklenirken bu ücra kente yaşlı bir magirüsle
yanımdaki yabancının omzunda salınan uykulu utangaç başım.
ve kendimi alamıyordum
bulunma ihtimalinin olduğu karlı sokaklarda yürümekten.
kar yağıyordu ve ben,
kedere perva etmeyen adımlarla yürüyordum sokaklarda.
çünkü en mahzun halimde bile
kadere ve kedere perva etmeyen yanıma alışkınım yıllardır.
zaten hüzün bembeyazdı bu karlı sokaklarda.
kahvehanelerde bir bardak çayla hayata tutunmaya çalışan
yorgun, mütebessim, vakur,
umut bekleyen çeşit çeşit yüzlerin
ya da bir akşamüstü demledikleri çayların sıcaklığında umutlarını ısıtamayan
intihara meyilli genç kızların hüznü, bembeyazdı içimde.
kar yağıyordu ve ben,
kedere perva etmeyen adımlarla yürüyordum sokaklarda.
kedere perva etmeyen adımlarla yürüyordum sokaklarda.
bir akşam vakti aniden vakar çöker şehre.
kemalist, laikçi, militarist tiyatrocuların uygarlık misyonu
katleder genç İslamcıları bir tiyatro sahnesinde.
yürümek yasaktır şimdi sokaklarda
ve ne kadar yağsa da kar yakıcıdır hüzün.
şimdi kimim ben? Öylece, tam ortasında kalakaldım
islamcıların, milliyetçilerin, Kemalistlerin, askerlerin ve tarikatçıların.
şimdi daha da yalnızım ve seni daha çok seviyorum.
kendim olmak için kendimden soyutlayarak kendimi
acemice kırıp döktüm bütün aidiyet bağlarımı.
mahallemden, şehrimden ve ülkemden, ideolojilerden
savunduğum fikirlerden ve anti-fikirlerden
ve aidiyet bağım olduğunda bana huzur verecek
daha birçok şeyden soyutlanışım
hep kendim olmak içindi.
kendim olmak isterken hiç kimse
yani daha doğrusu seni seven mülteci şairden başka hiç kimse olamadım.
ondandır senden ayrı kalınca beni saran bu umarsız yalnızlığım.
ondandır kar yağışını seyrederken odamın penceresinden
seni aklımdan çıkaramayışım.
**
oysa benimle gelmek için hazırlamıştın bavulunu.
ama sensiz ve neşesiz bir trenle ayrılıyorum bu şehirden.
şimdi ne kadar yağsa da kar, yakıcıdır hüzün.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder